İstanbul kahve için buluşma noktası

17/10/2016

İstanbul kahve tarihini araştırınların yolu Osmanlı’dan kalma kahve lezzeti olan kahvehanelere ulaşır. Çünkü İstanbul kahve kültürü 500 yıl öncesine kadar dayanır. Derin sohbetlerin vazgeçilmezi Türk kahvesinin tadını, kültürüne ve köklü geçmişe rağmen gerçek manada her yerde alamıyoruz. Peki Osmanlı’dan kalma kahve lezzetini yaşatan kahvehaneler nerede? En güzel kahve nerede içilir? Mehmet Kurukahveci Kültür Merkezi Sözcüsü Harmankaya Habertürk’ten Nagihan Alan’a anlattı…

Bir zamanlar İstanbul kahve başkentiydi!

Bir fotoğrafta kahve tarihi 7

Kahvehaneler yaklaşık 500 yıl önce bugünkü vasfından çok başka bir konumdaydı bu kentte. Sadece boş zaman doldurulan değil önemli konularda fikir alışverişinde bulunulan ve en güzel kahvenin tadıldığı yerlerdi. Eski kahvelerin tadını belki de yapılış şekli değiştiğinden beri alamıyoruz. “Üç Şehir Bir Kahve” sergisi kapsamında düzenlenen “Kahve Bahane Sohbet Şahane” söyleşilerinin konuklarından Mehmet Kurukahveci Kültür Merkezi Sözcüsü Öğr. Gör. Çiçek Akçıl Harmankaya kentteki kahvehanelerin tarihini ve eski lezzeti tadabileceğiniz kahvehaneleri anlattı.

Günümüzde eski İstanbul kahvehanelerine mimari anlamda benzeyen ve eski kahvelerin lezzetini yakalayabileceğimiz tek bir kahvenin bulunduğunu söyleyen Harmankaya, “Kadırga Meydanı’nda “Havuzlu Kahve” adıyla bilinen Arif Amca’nın kahvehanesi eski bir tulumbacı kahvehanesinin devamı olarak kültürünü yaşattı. İstanbullular hem bu kültürü mimari hem de lezzet açısından hissedebilmek için bu kahvehaneyi tercih edebilir” diyor.

“Tarihi ve özgün anlamında Kadırga Havuzlu Kahve, Üsküdar Çiçekçi Kahvesi, Kapalıçarşı Şark Kahvesi, Cankurtaran Erol Taş Kahvesi ve Eyüp Piyer Loti Kahvehanesi gibi tarihi kahvehaneler eski kahve kokusunu ve tadını alabileceğiniz nadide mekânlardır” diyen Harmankaya, eski İstanbul kahvehanelerinin genelde deniz kenarında ya da Boğaz gören seyir tepelerinde inşa edildiklerini söyleyerek, “Özellikle Tophane, Haliç, Eminönü, Divanyolu, Aksaray-Beyazıt bölgelerinde kahvehaneler yoğunlaşmıştı. Şimdi de görmek mümkün fakat eski kültürü ve lezzeti yaşatan kahvehane artık çoğunlukta değil” diyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın son döneminde kentte 50 kadar kahvehanenin bulunduğunu söyleyen Harmankaya, 16. yüzyıl sonunda 600, 19. yüzyıl sonunda ise en az 2500’e ulaştı bu rakam. Günümüzde bir rakam vermek zor ama Batı’daki ismiyle bu tür mekânlar artık cafe olarak adlandırılıyor” diyor.

İstanbul kahve hikayeleri

Bir fotoğrafta kahve tarihi 1

“Kahve konusunda İstanbul’un en önemli özelliği bir buluşma noktası olmasıdır” diyen Harmankaya, “Döneminde Orta ve Uzakdoğu ticaretinin son durağı olan Eminönü-Tahtakale noktasını ziyaret eden Arap ve İranlı Müslümanlar, Hintliler, Kuzey Afrikalılar ve İspanyol Yahudileri gibi değişik ırk ve dine mensup tüccarlar, Doğu ve Batı arasındaki ilişkide de önemli rol oynamıştır” diyor.

Kahvenin İstanbul’a gelişine ilişkin kaynaklarda iki farklı dönemin ileri sürüldüğünü belirten Harmankaya, “İlk tarih, kahvenin 1517-1519 tarihleri arasında Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethi sırasında İstanbul’a geldiği. Bunun yanında Katip Çelebi’ye göre de kahve 1543 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından İstanbul’a getirilmiştir” diyor.

İstanbul kahve için buluşma noktası 1

“Biz Türk Kahvesi diyerek genellikle Arabica cinsi kahve çekirdeklerinden elde edilen, cezvede içine şeker katılarak pişirilen kahveyi tanımlamış oluyoruz” diyen Harmankaya, “Dünyada içine pişirme esnasında şeker katılan tek kahve Türk kahvesidir. İlk dönemlerde güğümlerde pişirilen kahve daha sonraları ibriklerde ve en son cezvede pişirilmeye başlandı. Ancak bu keyif günümüzde yerini makinelere bıraktı” diyor.

İstanbul’un kahve kültürünün ilk kahvenin getirildiği ve kahvehanelerin açıldığı Tahtakale Tahmis Çarşısı’nda başladığını söyleyen Harmankaya ekliyor, “Burada çekirdek halinde getirilen kahve, kavrulur ve Yeniçeri teşkilatına bağlı Tahmis Ocağı tarafından denetlenen dibeklerde öğütülerek esnafa dağıtılırdı. O günden bugüne sohbet isteyen gönüllerin bahanesi kahve oldu.”

Yazının devamı

Nagihan ALAN / GAZETE HABERTÜRK

Önceki Yazı

Top mermilerinden kahve değirmeni

Sonraki Yazı

Kendisi gitti, hazırladığı kahvenin lezzeti 40 yıl daha bizimle…

error: © 2021 Kahvve.com

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?