Kahve Serüveni Pera Müzesi koleksiyon sergileri arasında bulunan İznik Çini ve Seramiklerinde devam ediyor.
Keşfedilmesinden bu yana kültürel önemini koruyan kahve, Kütahyalı ustaların üretimleriyle günlük hayatımızda serüvenini sürdürdü. Fincandan güğüme, ibrikten nargileye uzanan ve bu rutinlerin etrafında şekillenen eserler, kahvenin vazgeçilmez bir unsuru oldu. Pera Müzesi’nde sergilenmeye devam eden Kahve Molası‘nda bu ritüelleri görmek mümkün.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu tematik bir seçki ile yenilendi. Kahve Molası‘nda Kütahya Çini ve Seramiklerinde Kahvenin Serüveni, kahve etrafında şekillenen rutinleri, ilişkileri ve kamusal alan, toplumsal rol, ekonomik girişim gibi modernizmle bağdaştırılan kavramları, kahve kültürü ve bu kültürün gelişmesine katkıda bulunan Kütahya seramik üretimi ekseninde inceliyor.
Kahve Serüveni ve kahvenin günümüze yolculuğu
“Sihirli Meyve” olarak Etiyopya’da keşfedilen ve 15. yüzyılda Yemen’den Osmanlı topraklarına ulaşan kahve, kısa zamanda yaygınlaşmış, itibarlı bir içecek olarak sarayda ve zengin evlerinde yerini almış, etrafında ritüeller şekillenmeye başlamış ve sosyal hayatın gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu’ndan yapılan bu seçki, kahve etrafında şekillenen çeşitli rutinleri, ritüelleri, ilişkileri ve kamusal alan, toplumsal rol, ekonomi gibi modernizmle bağdaştırılan kavramları, kahve kültürü ve bu kültürün gelişmesine katkıda bulunan Kütahya seramik üretimi ekseninde inceliyor.
Osmanlı’da kahve: İznik’ten sonra Kütahya
Osmanlı döneminde İznik’ten sonra en önemli seramik üretim merkezi olan, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde de yoğun biçimde seramik üretimine sahne olan Kütahya, bu sanatı geleneksel yöntemleriyle günümüze dek yaşatmış bir kent. 17. ve 18. yüzyıllarda en yetkin örneklerini veren, daha sonra üretim ve çeşitliliğin azalmasıya gerileyen Kütahya çiniciliği, 19. yüzyıl sonlarında yeniden canlandı. İznik ve Çanakkale çiniciliği arasında bir çizgide “kent sanatı” olarak, zengin ürün yelpazesi ve sürekliliğiyle Osmanlı sanat mozaiğinin önemli parçaları arasında yer aldı.