Michelin rehberinin İtalyan benzeri olan Gambero Rosso’nun o zamanki yayın yönetmeni Massimiliano Tonelli, Starbucks’ın İtalya’ya gelmemesini savunanlardan.
Tonelli’ye göre: “İtalya dünyada kişi başına en çok kahve tüketen ülke değil, ancak büyük olasılıkla bu içeceğin en önemli ve reddedilemez sosyal, kültürel ve antropolojik role sahip olduğu ülke. Ancak, diğer pek çok İtalyan spesiyalitesinin başına geldiği gibi, bu da yıllar içinde kötü muamele görmüş ve aşağılanmış, eski halinin bir gölgesi haline gelmiştir.”
Tonelli, Starbucks’ın İtalya’ya gelişini şöyle savunuyor:
“Bugün İtalya’da insanlar ortalama olarak kötü kahve içiyor ve bunu hem tüketici deneyimi hem de hizmet açısından yetersiz, özensiz ve standartların altında ortamlarda yapıyorlar. Starbucks çalışanlarını kibar olmak için eğitilirken, bazı İtalyan garsonlar ve baristalar dünya standartlarında bir kabalık sergiliyor.”
Massimiliano Tonelli‘nin Starbucks vs İtalyan kafeleri karşılaştırmasından satır başları:
- Starbucks devlete vergisini peşinen öder. İtalyan barlarında ise durum pek öyle değildir.
- Starbucks kahvesi pahalı olabilir, ancak düşük fiyatlı İtalyan kahvesi aynı zamanda birilerinin sömürüldüğü anlamına gelir.
- Starbucks çalışanlarının ücretleri çok yüksek olmayabilir ama gerçek bir sözleşmeleri vardır. Düzenli maaş alırlar ve sosyal haklara sahiptirler. İtalyan kafelerinde çalışanlar için bu durum geçerli değildir.
- Starbucks’ta, oturmak, çalışmak, sosyalleşmek, insanlarla tanışmak ve tam olarak istediğiniz zaman ayrılmak serbesttir. Oysa bir İtalyan kafesinde makul oturma süresini aşarsanız tehditkar bakışlara maruz kalırsınız.
2021’de Tonelli, İtalya’daki barların Starbuck ile rekabetinde başarısız olacağını bir kez daha dile getirildi. La Repubblica’da “Kahve, İtalya’nın En Ses Getiren Gastronomik Aldatması” başlıklı yazısı büyük ilgi ve aynı zamanda tepkiyle de karşılandı. Bazı İtalyanlar bu yazıyı ulusun onuruna bir hakaret olarak algıladı. Şöyle yazıyordu Tonelli: “Napoli’den Trieste’ye, espressomuzun iyi olduğuna, olması gerektiği gibi yapıldığına ikna olmuş durumdayız. Oysa Fransa’dan Almanya’ya ve Birleşik Krallık’a kadar çevremizdeki tüm diğer ülkelerin espressoları içilmez bir pislik olduğuna inanırız. Aslında tam da bu kibir yüzünden şu anda İtalya’da dünyanın en kötü kahvesi içiliyor. İtalyanlar kendilerini kandırıyorlar. Sıradanlaştırdığımız ve ayaklarımızın üzerinde hızla içmek için bir tür ilaca dönüştürdüğümüz o içecek artık kahve değil: o, adi bir işlemle kömürleştirilmiş yanmış çekirdeklerin özü.”