Kahvenin tadını etkileyen oldukça fazla faktör vardır. En başta kaliteli bir kahve çekirdeği, doğru kavurma, doğru çekim, tazelik, doğru pişirme, iyi su kullanımı, sunum vs. gibi. Detaylara girmeden önce kahve çekirdeği konusunu biraz açalım.
İki kardeş: Arabica ve robusta
Dünyada revaçta olan 2 kahve çekirdeği vardır. Arabica ve robusta.
Arabica daha pahalıdır. Robusta daha sert bir tada sahipken arabica daha aromatiktir. Pek çok büyük kahve zinciri (starbucks, gloria jeans…) arabica çekirdeğini tercih eder. Arabicanın yetişmesi daha zordur. Çünkü hem belirli bir yükseklik ister hem de verimliliği robustaya oranla daha düşüktür, dolayısıyla da daha pahalıdır.
Kahve çekirdekleri toplanıp kavrulur ve öğütülür. İşte yanlış bilinen bir şeyi tam bu noktada düzeltmek gerekir. Türk kahvesi denen pudra kıvamındaki kahve, öğütülmüş kahve çekirdeğidir; ancak suda çözünebilen kahvelerdeki o tanecikler kahve çekirdeği değildir. Ona granül kahve denir.
Kahve pişirme tekniği
Pişirmek istediğiniz kahvenin türüne göre farklı boyutlarda çekilir (öğütülür) kavrulmuş kahve çekirdeği. Türk kahvesi diye bildiğimiz ve kahve çekirdeğini hiçbir süzme işleminden geçirmeksizin suyla karıştırıp pişirdiğimiz yöntem için kavrulmuş çekirdek en ince şekilde çekilir.
Espresso makineleri için ince çekilmiş, filtre kahve makineleri için orta çekilmiş, french press için kalın çekimiş kahve çekirdeği kullanılır.
Espresso
Americano, lungo, macchiato, latte gibi türlerin hepsi aslında birer espresso türevidir. Espresso kahvenin en güzel halidir. Bir de ristretto vardır ki o da bir espresso türevidir bir bakıma. Yani aslında espresso yapılır, sonrasındaki işlemlerle ismi değişir kahvenin. Örneğin espressoya sıcak suyla yumuşatırsanız adı amerikano olur, süt köpüğüyle yumuşatırsanız adı macchiato olur, sütle yumuşatırsanız adı latte olur. Gerçek kahvenin tadını, keyfini öyle alırsınız ve ancak bu sayede kahve kültürünüzü, damak tadınızı geliştirip daha iyi bir espressonun peşinde koşarsınız.