Gazetecilik tarihimizin efsane isimlerinden Burhan Felek, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki Hadiseler Arasında adlı köşesinde kahveye dair ilginç bir yazı kaleme almış. Yazının konusu kahvenin kaçak kullanımı, devletin fiyat politikası, toptancıların satışları… Burhan Felek’in kendine has üslubuyla “Kahve ithalinin bir takım dalavereleri”
Kahve ithalinin bir takım dalavereleri
Kahve Yemenden gelir
Bu hir halk türküsünden alınmıştır:
Kahve Yemenden gelir, Bülbül çemenden gelir,
Ak topuk, beyaz gerdan Her gün hamamdan gelir..
O zamanlar kahve Yemenden gelirdi. Yemen, OsmanlI İmparatorluğunun bir vilâyeti idi. Şimdi Brezilyadan, Kostarikadan, Jamai- kadan, hattâ Habeşistandan geliyor da Yemenden gelmiyor. Çünkü Yemen kahvesinin cinsi başkadır ve pahalıdır. Avrupada adı da başkadır. Ona Moka derler. Yemende Muha adındaki kasabanın frenkçeleştirilmiş şeklidir. Muha, Şap denizi sahilinde bir iskeledir, iler halde buradan yükletilmiş olmalı ki Yemen kahvesine bu iskelenin adını vermişler. Biraz ekşi, buğday gibi yuvarlak ve tıfak bir kahvedir. Kokusu güzel ve kafeini çoktur.
Nereden, nereye?
Kahve, Türkiyede yetişmezken Türkiyede gelişmiştir. Kahveyi Türklerden ne tarihte, ne şimdi ayırmak kabil değildir.
Bir kere:
Bir kahvenin kırk yıl hakkı vardır, atasözünü bir tarafa bıraksak bile bâlâ Türk mimarisi, Türk hamamı, Türk yemekleri, Türk musikisi gibi bir de Türk kahvesi vardır ki dünyaca tanınmıştır…
hükümet çiğ kahvenin kilosundan 35 liraya yakın vergi alır, bu çok büyük paradır.
Viyanada, Viyana kahvesini size sunan bir garson eğer mesleğini iyi biliyorsa kahveyi Viyana’ya Türklerin getirmiş olduğunu size söyler.
Bütün bu böyledir de ne bizde, ne Avrupanın başka yerlerinde kahve yetişmez, Amerikadan, Afrikadan ve biraz da Asyadan gelir…
İşte bu gelen kahve bir aralık Türkiyede Tekel maddeleri arasına alındı idi. Sebebi galiba döviz sıkıntısı ve kahve ithalinin bir takım dalaverelere yol açmış olması idi. Ve gene o sıralarda bu kahve işi de dahil bir takım meselelerden dolayı bir “Divanı Ali” kurulmuş idi. Ne ise o da geçti… Ve kahve şimdi «Tekel» tarafından ithal edilen bir madde olarak serbestçe piyasada arzedilmeye başladı; ama bir türlü bir rahat ticaret halini alamadı. O kadar ki bugün çekilmiş kahve, çekilmiş kakaodan daha pahalıdır. Çünkü hükümet çiğ kahvenin kilosundan 35 liraya yakın vergi alır, bu çok büyük paradır. Kahve hiçbir yerde bizimki kadar pahalı değildir; çünkü kahve zarurî ihtiyaç maddesidir. Sahalıları kahvaltı edenler ya kahve, ya çay içerler. Çay için bir şey demiyorum. Çünkü onu yetiştiriyoruz. (O da pahalı ya! Bizde çayın kilosu 40 liraya, İranda 25 liraya).
kaçak kahvenin kilosu da zamanına ve şartlarına göre 18 ile 25 lira arasında satılırmış
Şu sıralar kahvede bir daralma oldu. Bazı büyük kahveciler ve kahve satan büyük bakkallarda kahve bulamayınca işi inceledik… Ve şu neticeye vardık. (Bu sözlerimin. Tekel Vekili Beyin sözlerine uymıyan kısımlarının mesuliyetini üstüme alıyorum). Türkiyeye resmen ithal edilen kahve, hiç bir zaman istihlâke kâfi gelmezmiş. Bunun yanında bilhassa Suriye hududundan bol miktarda kaçak kahve girermiş. Bu kaçak kahvenin kilosu da zamanına ve şartlarına göre 18 ile 25 lira arasında satılırmış. Bu kaçak kahve olmasa piyasada daima kahve sıkıntısı çekebiliyormuş. (Kotalardaki rakamlara göre bunu tabiî bnluyorlar).
Bu kaçak kahve nasıl olup da Türkiyeye giriyor?
Bir kere kahvenin Tekel İdaresine kilosu —bütün masrafı ve gümrüğü dahil 6 – 7 liraya mal oluyorken piyasada 44 liraya satılıyor. E 25 liraya kaçak kahve bulan adam almaz mı?
Kolay olmuyor bir şeyi ucuzlatmak!
Alır da nasıl satar? Biraz Tekel kahvesi alır.. faturasını saklar, biraz da kaçak kahve alıç, sorana , faturayı gösterir…
Hükümet buna çare olsun diye kahveyi 25 liraya indirmeye karar vermişti. Bir türlü tatbik edemedi. Kolay olmuyor bir şeyi ucuzlatmak! İşte o sıralarda kaçakçılar kahve getirmemişler, piyasada darlık olmuş… İhtiyaca kâfi kahve mevcut olduğu sözüne gelince, Vekil Beyefendinin yeni kotalara göre ne kadar kahve ısmarlandığını, bu kahvenin kaç ayda Türkiyeye geleceğini ve Tekel anbarlarında kaç ton kahve bulunduğunu —bir kere daha— tetkik buyurmalarım rica ederim, belki yeni şeyler öğrenebilirler.
Bir malın maliyeti ile satış fiyatı arasında bu kadar büyük fark olunca kaçağın önüne zor geçilir. Zaten bu fark da haksız ve yersizdir.
BURHAN FELEK