2019 yılından bu yana medyada “Türkiye’de kahve üretimi müjdesi” veren sayısız haber çıktı. Bu haberler “Türkiye’de kahve yetişir mi?” sorusunu tekrar gündeme getirdi.
Kahvenin Türkiye’deki tarımını anlamak için bu bitkinin ülkemizdeki yolculuğunu bilmek, biraz da tarihi okumak yeterli. Bugüne dek yüzeysel bilgilerle geçiştirilen bu konuyu kahvve.com okurları için araştırdık.
İşte Türkiye’de kahve üretiminin ilginç hikayesi…
85 yıl önce Türkiye’de kahve tarımı denenmişti
Lafı uzatmadan önce bir tespitle başlayalım. Son yıllarda sık sık okuduğumuz “Türkiye’de ilk kez kahve meyvesi üretildi” haberleri doğru değil!
Türkiye’de ilk kahve üretim çalışmalarının tarihi 1934’lere uzanıyor. Yani bu haberlerin yayınlağı tarihten tam 85 yıl önce Türkiye’de kahve tarımına ilk adım atılmıştı. Küçük çapta üretim de yapıldı. Ne yazık ki projenin devamı gelmedi. Bu girişimin önündeki en büyük engel doğa koşullarıydı.
Sıcak iklimi seven kahve tropikal kuşakta kendine uygun şartları rahatça buluyordu ancak dört mevsimin yaşandığı Türkiye’de kahve üretimine elverişli koşullara hiçbir zaman ulaşılamadı. Doğal etkenlerin yanında geçmişte uygulanan katı gümrük kuralları da bu üretimin yapılmasına engel oldu.
Yani siyasi iklim de kahve üretimini yeterince destekleyemedi.
Bugüne dek Türkiye’de kahve tarımını araştıranlar bu işin eskiden Mersin Anamur bölgelerinde yapıldığını söyler. Bunun dışında pek bilgiye rastlanmaz. “Hangi tarihte başlandı, neden tamamlanamadı?” gibi önemli soruların üstünde sanki kalın bir sır perdesi vardır.
Bu yazımızda kahvve.com‘un meraklı okurlarıyla ilk kez bu soruların yanıtlarını paylaşacağız.
Türkiye’de kahve tarımı
Türkiye’de kahve tüketimi dünyadaki grafiğe paralel olarak her geçen gün artıyor.
Bu kadar yüksek talebin olduğu bir ürün neden Türkiye’de üretilmiyor?
İşte üzerinde durulması gereken en önemli soru bu. Keşke kahve Türkiye’de üretilebilseydi, keşke bu altın değerindeki bitkiyi ihraç edebilseydik ama keşkelerle gerçeklerin yolu her zaman kesişmiyor ve bu yol bizi neredeyse 75 yıl öncesine götürüyor.
Türkiye’de kahve üretim çalışmaları ilk kez 1934 yılında yapılmıştı
Teknik donanım ve eksik teknoloji nedeniyle bu çalışmadan olumlu sonuç alınamadı. Aslında kahve bitkisi bize hiç yabancı değildi. Osmanlı imparatorluğu sınırlan dahilindeki topraklardan Arap Yarımadası ve Filistin’de kahve tarımı yapılmaktaydı.
Türkiye Cumhuriyeti’nde kahve tarımı için ilk girişim 1934 yılında yapıldı. O zamanki Ziraat Vekâletine bağlı olan Antalya deneme tarlasında İsveçli uzman Tankval iki yıl kahve yetiştirme çalışmaları yapmış, fakat onun gidişinden sonra hazırladığı deneme tarlalarıyla ilgilenilmediğinden bu girişim başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Antalya deneme tarlalarında Tarım Bakanlığına bağlı bölge Zirai Araştırma Enstitüsü ciddi incelemeler yaptı. O günlerde de dünya kahve piyasasında Santos, Mokka (Yemen) Cava diye sınıflandırılan kahvenin kırktan fazla türü vardı. Bunların içinde ise en önemlileri Arabica ve Robusta cinsiydi.
Türkiye’de ikinci kahve denemesi Caffea Arabica ile 1953 yılında yapıldı. Bu deneme kapsamında Antalya’da yetişmiş bir fidan 13 yaşına kadar ulaşabildi, hatta meyve verdi.
1957 yılından itibaren Tarsus Sulu Ziraat Araştırma Enstitüsü‘nde çalışmalar başlatıldı. Mr. Harland adıyla bilinen Uluslararası Kahve Federasyonu’ndan bir yetkili 35 kahve fidanı getirmiş fakat gümrük formaliteleri yüzünden günlerce ambarlarda bekletilen fidanlardan ancak biri hayatta kalabilmişti.
Bu fidan 1959 ilkbaharında 800 kahve kirazı verdi, 1959 kışında ısı -4 dereceye düşünce kurudu, yazın tekrar açtı ve hayata tutundu ama denemenin bütünü başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
1958’de o dönemin Belçika Kongosu’ndan Antalya’ya getirilen Arabica tipi 8 fidan 27.7.1958’de dikildi. 1963-64 yıllarındae normal meyve vermeye başladı. Aynı yıl Habeşistan’dan (Etiyopya) getirtilen Arabica Varlaula fidanlarından onbiri tuttu ve 1963 yılında altısı meyve verdi.
Tarsus Enstitüsü 1960’da Habeşistan’dan getirtilen bir kilo kahve tohumundan 2500 fidan elde etti ve bunlar Anamur, Alanya, Arsuz bölgelerine dağıtıldı. Bu fidanlar 1965 yılını tamamladı. Uzmanlar çam ağacını kahveye gölge bitki olarak düşündüler ve Anamur Orman İsletmesinde on dönümlük plantasyon arazisi ayırdılar.
1960 yılında İsrail’den getirilen Baurland ve Cantura tipi kahve fideleri sonuç vermedi. Türk tarım uzmanları Türkiye’de millî kahvenin Arabica – Varlaula tipinin islahı ile elde edilebileceğine karar verdi.
1965’te, 5 yıllık denemeleri geride bırakan fidanlardan -5 dereceye dayabilen tohumlar elde edildi.
Bu tarihten sonra henüz bilinmeyen ya da üstü kapalı bazı nedenlerden dolayı kahve tarımı çalışmalarına son verildi.
Türkiye çay üretimine kahveyi de eklemeye çok yaklaşmıştı ancak henüz tam olarak anlaşılamayan politikalar sonucu Türiye’de yaygın kahve üretimine bugüne dek geçilemedi.
Remzi Gökdağ
Kahvve.com